Tutuklu eski polis memuru Onur Apaydın, ‘sazan sarmalı’ adı ile gündeme gelen dolandırıcılık şebekesine yönelik dikkat çeken bilgiler verdi. Bahar Candan ve Nihal Candan kardeşlerin de ‘şüphelisi’ oldukları dosyada, Apaydın ‘örgüt lideri’ olmakla suçlanmıştı. Apaydın’ın avukatları, müvekkillerinin kaleme aldığı dilekçeyi dün Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na sundu.
Anılan suç örgütünün, bilinenin aksine yalnızca araç dolandırıcılığı yapmadığını belirten Apaydın, “Örgüt perdeleniyor” yorumunda bulundu. Suç örgütünün 10 yıldır faaliyette olduğunu bir çok kişinin silahla vurulduğunu kaydeden Apaydın, kendisi ve eski sevgilisi Nihal Candan’ın da intihara zorlandıklarını öne sürdü.
Onur Apaydın tutuklandıktan sonra, Nihal Candan başka bir kişi ile evlendi.
OTEL ODASINDA ÖLDÜRMEK İSTEDİLER
Nihal Candan ile kendisine, bulundukları otel odasında, örgütün kritik isimlerinden biri olmakla suçladığı Samet Balkanlı’nın da odada bulunduğunu kaydeden Apaydın, 26 veya 27 Mart 2021’de yaşandığını öne sürdüğü olaya ilişkin özetle “Samet Balkanlı tarafından sigaramıza Ketamin diye bilinen ilaç enjekte edilmiş. Nihal ile birlikte korona olduğumuz gerekçesiyle otelde izolasyon odasına alındık. Samet Balkanlı’dan sonra odaya gelen Mesut Taşkın ve Emin Canbay tarafından silahlı ve sözlü tehdide maruz kaldık. İlacın etkisi ile nerdeyse intihara sürükleniyorduk. Çıkmamıza izin vermiyorlar, otelin kapısında araç içinde bekliyorlardı” dedi.
NİHAL CANDAN’I, ANNE-BABASI KURTARDI
Anılan otel odasında, yeğeninin kendisini kurtardığını kaydeden Apaydın “Nihal’i ise, gecenin bir yarısı korkuyla gelen babası Hakan ile annesi Umut Candan kurtarmış. Bu olayın bir benzerini ise Nihal ve beni konuşma bahanesiyle götürdükleri Samet Balkanlı‘nın 155 numaralı ofisinde Emin Canbay’ın da bulunduğu bir anda yaşadık. Nihal’i orada yine annesi Umut Candan kurtarmıştı. Silahların ortasında kalıp korkan Nihal, beni de oradan götürmek istedi ama müsaade etmediler” ifadelerini kullandı.
Apaydın, çıkışına izin verilmediğini belirterek “Benim ailem ve kız arkadaşım Nihal’i öldürmekle tehdit ettiler. Sessiz kalacağıma ikna olduktan sonra Sertaç Katırcı ve Ertaç Katırcı kardeşlere serum taktırıp beni kendime getirdiler. Daha sonra bir boşlukta Süleyman Kara beni oradan alıp Elbistan‘a götürdü” dedi.
Bahar ve Nihal Candan kardeşler, polisin teşhis tutanağında yer aldı.
CEZALANDIRMA YÖNTEMİ: ELE SİLAH SIKMA!
Anılan suç örgütünün, örgüt içi ceza sembolünün ise, cezalandırılacak kişinin, elinden silahla vurulması olduğunu belirten Apaydın, Mesut Taşkın’ın da aynı yöntemle cezalandırıldığını kaydetti. Avukatlar Tolgahan Çeken, Mustafa Osmanoğlu ve Dilek Acaban’ın örgüt adına hareket ettiğini öne süren Apaydın, Samet Balkanlı’nın zaman zaman MİT kimliği de taşıdığını ifade ederek “Herkesin HTS ve baz bilgisini ve birçok özel bilgiyi daha alma gücü olan birisidir. MİT’te tanıdıkları olduğunu biliyorum. Zira oteldeki organizasyonu başka türlü organize edemezdi. Kullandığı teknikte sıradan bir teknik değildi” dedi.
Çok sayıda kişinin dolandırılmasına neden olan Dr. Refik Ersin Eroğlu, firari konumda.
SOSYETENİN JİNEKOLOĞU YURTDIŞINA KAÇTI!
Sosyetenin jinekoloğu olarak da bilinen ve firari konumda olan Dr. Refik Ersin Eroğlu ile Adem Genç’in, dolandırılacak kişiler ile örgüt arasındaki irtibatı sağladığını anlatan Apaydın ifadesinde Murat Ketrez, İlker Oflu, Cemil Tavuz Gökhan Akdeniz, Serdar Oğuz ve Işık Pekmezci gibi kişilerin de isimlerini verdi.
Dosyanın şüphelileri arasında, geçen yıl Anucur çetesine yönelik operasyonda yaralanan Ahmet Yasin Çevik’in de olduğu anlaşıldı. Anılan operasyonda polis memuru Hakan Telli ise yaşamını yitirmişti.
‘ESKİ SEVGİLİSİ BAŞINA BELA OLMUŞTU’
Apaydın dilekçesine Nihal Candan ile tanışma ve sevgili olma süreçlerini ise “Ben Nihal’i 2019 yılında bir arkadaş ortamında tanıdım. Gönül ilişkisi durumu 2020 Nisan-Mayıs ayı gibi başladı. O dönem başına bela olan eski bir sevgilisi vardı. Ben eski polis olduğum için korunup, kollanmak hoşuna gidiyor; kendini güvende hissediyordu. Bu durum gönül ilişkisi sürecinin başlamasına önemli etken oldu” dedi.
